11 Kasım 2010 Perşembe

Denizlerin Çıtırı "HAMSİ" ~~ (Disiplin Çalışmaları -1)

Hamsi.
Başımın tacı.
Sofralarımızın sultanı. Denizlerimizin "çıtırı".
Disipline çalışmalarıma hamsi ile başlamak istiyorum. Ligarba birse hamsi ikidir o kadar kıymetlidir yani. :)

Evettt öncelikle bir konuyu netleştirelim efendim.
Hamsi balık mıdır, değil midir?



Balık yemeyen, sevmeyen birçok kişi hamsiyi afiyetle yer, üstünede "daha yok mu?" der.
Hamsi tezgahlara indiğinde diğerlerine bakan olmaz. Göz kamaştırır.

Hamsi diğer balıkların aksine binbir çeşidi yapılıp yenebilen bir türdür. Tavasından, kuşuna, kiremitinden böreğine, pilavına ...Tatlısının dahi yapıldığı rivayet edilir ya henüz ben göremedim.

Hamsi bir kültürdür. Hamsi simgedir. Üzerine atma türküler söylenmiş, kitaplara ilham olmuştur.

*Hamsi karadenizin gözyaşıdır.*

Şimdi hamsi balık mıdır?
Bence hamsi balık değildir. Hamsi HAMSİdir!!!  :)
O şahsınamünhasır bir deniz canlısıdır.
Denizlerin çıtırıdır "Hamsi".
***



***
 Evliya Çelebi;
"Trabzondur yerümüz
Ahça tutmaz elümüz
Hamsi paluk olmasa
Nice olurtu halumuz"

dizeleriyle aktarır bizlere hamsinin önemini Seyahatname'sinde. Ve ekler  hamsinin tanımı için "Bu balık bir karış, ince ve morca cilalı, gümüş gibidir. Faydası o derecedir ki, yedi gün devamlı yiyen kimsenin şehveti son derece artar. Çok kuvvet verici ve hazımı kolaydır. Yemeğinde balık kokusu olmadığından, yiyene hararet vermez. Ağrı hastalığına tutulan adam yese şifa bulur. Bir evde yılan ve çıyan olduğu zaman, hamsi balığının başı tütsü edilirse kaçar..."**

Bu açıklamanın üstüne söz söylemek yersiz olur kanımca.
:)
***
Yemek kültürümüzün önemli bir parçası olan  hamsi aslında sosyal açıdan da kültürümüzün temel taşlarından.

Neden mi?

Binbir lezzete bürünen hamsi leziz oluşunun yanısıra  2007'deki 1. Karadeniz Oyunları'nda olduğu gibi (2011) 11. Avrupa Olimpik Gençlik Oyunları'nın da sevimli maskotudur.

Çok sevimli meret. Hele birde 11. haftadaki Trabzonspor -Galatasaray maçında Hagi'ye bir sarılışları,  bir kolbastı oynayışları vardır ki maçın sonucundan da keyifliydi.  :)

Neden mi?

Kendini nimetten  sayıp Karadeniz insanını "burası leş gibi hamsi kokuyor" sözleriyle aşağılamaya çalışanlara inat "Burası mis gibi hamsi kokuyor!" sloganını türettirmiştir, biz hamsi severleri kenetlendirmiştir.
:)
***


Uzun bir yazı oldu sanırsam. Ama ne yapayım yahu hamsi bu. Yazdıkça yazasım farklılıklarını, detaylarını, ilham olduklarını paylaşasım geliyor. Şimdilik burada bırakayım devamını daha sonraki yazılara bırakayım.

Ve son olarak;

Daha önceki bir yazımda Fuat Saka'dan "Hamsiye" şarkısını paylaşmıştım. Bu yazıda da Efkan Şeşeşn'in "Hamsi"sini paylaşayım.

"Dere dere dolandu
Bir aşağı yukarı
Kız seni bulamadum
Bak güneş çoktan battı
Bal gibi dudaklarun
Bak duysun kulaklarun
Kaçma benden bulurum
Izinden çarıkların

Hamsi hamsi hamsi
Hamsi gibi oynama
Nazlı nazlı dolanma
Endamın sardı beni
Var bi dolan boynuma
..." (devamı)

***

Sevgiler.
Bol hamsili günler.
:)