Eylül.
En sevdiğim.
Rengarenk, ılıman bir o kadar yaşanabilir.
Yeri doldurulamayacak mutlulukların,
Bir o kadar acının ayı.
O n İ k i E y l ü l
Bir mihenk taşı.
Otuz yıl önce de öyleydi.
Bugün de.
Bir bütün;
Önce bölündü.
Parçalardan biri diğerini sokacak foseptik aradı, diğeri birinden anlayış.
Sonra çarpıldı.
Durmayan -durdurulamayan- "Dur"ant'ın rüzgarıyla.
Daha sonra toplandı.
Dev yüreklerin etrafında. Bütünlüğünü hatırladı. Yeniden kenetlendi.
En son çıkardı.
Zor olsa da (U)mutsuzluğundan mutluluğu.
Hayat bir matematik problemi.
Çözüm;
Sırasıyla dört işlem.
Kısa, net.
Böl, çarp, topla, çıkart.
Özetle tarihin tekerrürü.
Yani
12 + yetmiş milyon küsür yürek için
o n i k i e y l ü l i k i b i n o n
Yine
T r a v m a t i k s o n.
Yaban mersini. Kendisiyle tanışıklığımız Sincan kayanın doruklarına ulaşma çabalarımıza dayanır.Küçücük bedenlerimizi vakfettiğimiz günlere... Binbir derde devadır minicik mor taneleri.Mayhoşumsu tadıyla dudaklarını büzüştürür insanın.Bir tane,iki tane derken bakmışsın ki yüzlercesi terki diyar eylemiş.Doyumsuzdur... Peki neden ligarba? Söz uçar yazı kalır ya. Ligarba tadındaki yaşamdan anların, düşüncelerin,faaliyetlerin, yaşanılanların uçup gitmemesi için ...